Sorular | Profesyonel ve hobi amaçlı cimnastik ayrımını hangi kriterlere göre yapıyorsunuz?

Profesyonel ve hobi amaçlı cimnastik ayrımını hangi kriterlere göre yapıyorsunuz?

 Hepimizin bir insan olarak doğuştan gelen refleksleri ve yaşımız ilerledikçe gelişen motorik beceri özellikleri vardır. Yeni doğmuş bir bebekte, gelişim devam ettikçe motorik beceriler öncelikle en kaba haliyle şekillenir., sonrasında kaba beceriler ilgili beyin-kas koordinasyonu arttıkça (beyindeki sinir yolu bağlantıları arttıkça) daha ince ve hassas becerilere evrilir. Örneğin bebeklerde önce eller, kollar, bacaklar, ayaklar ve baş sınırlı bir şekilde otomatik olarak hareket ettirilmeye başlanır. Daha sonra çevrenin de etkisiyle ve taklitle yüz ifadelerinde değişimler, ellerle tutma, kavrama, emekleme, gırtlak kaslarını kullanarak anlamlı sesler çıkarmaya çalışma gibi beceriler gelişir. Daha ileride yürüme, düzgün konuşma, koşma, düşme ve ayağa kalkma gerçekleşir. Özetle motorik beceriler geliştirilebilirdir ve küçük yaşlardan itibaren başlar.

 

Günümüzde Amerikalı psikolog Howard Gardner’ın “Çoklu Zeka Kuramı” bilimsel camia tarafından kabul görmektedir. Bu kurama göre, zekanın bir çok farklı türü vardır ve bunlar genel hatlarıyla 8 ana kategoriye ayrılabilir: Sözel/dilsel zeka, sayısal/mantıksal zeka, uzamsal/görsel zeka, fiziksel/bedensel (kinestetik) zeka, müziksel (ritmik) zeka, sosyal zeka, bireysel (içsel) zeka ve doğacı zeka. Cimnastik veya diğer spor dalları için farketmez, profesyonel sporculuk kavramı da elbette fiziksel/bedensel (kinestetik) zekası daha yüksek bireyleri kapsayacaktır. Şu soruyu sorabilirsiniz, diğer insanlarda hiç mi kinestetik zeka (veya diğerleri) yüksek değildir? Ya da çalışmayla oranları geliştirilemez midir? Tabii ki hepimizde yukarıdaki her zeka türünden vardır ve bunlar geliştirilebilirdir; çünkü insanız ve doğuştan gelen yeteneklerimiz, algılama kapasitemiz beynimizin işleyiş fıtratında vardır. Ancak bunların geliştirilebilirliği, sürdürülebilirliği ve oranları hem kişiden kişiye fıtrat gereği sınırlanır hem de dıştan maruz kalınan etkiye (çalışmaya) göre değişir.

 

Cimnastik, çok küçük yaşlardan itibaren yukarıda belirtilen motorik beceri gelişiminin aşamalarına şiddetle bağlı olduğuna göre, cimnastikte profesyonellik bambaşka iki beklentiyi de beraberinde getirir: Yetenek (ki bu da yukarıda sözü edilen zeka tiplerinin oranına bağlıdır) ve antrenman yoğunluğu. Spor bilimciler yeteneği “bir hareketi en hızlı, en doğru ve en az sayıda tekrarla yapabilme becerisi” olarak tanımlamışlardır. Bununla birlikte antrenman yoğunluğu da yeteneği hem açığa çıkarır, hem de istikrarlı olunduğunda ilgili zeka tipinin giderek gelişmesini tetikler.

 

Bu bağlamda cimnastikte 3.5-5 yaş kritik bir aralıktır. Bu yaşlarda, bir çocuğun yaşıtlarına gözle görülür bir şekilde fark atması, ancak bu işin içinden gelen profesyonellerin değerlendirebileceği ve farkedebileceği bir durumdur. Dolayısıyla bir velinin gözünden çocuğu yaşıtlarına göre çok aktif ve esnek görünebilir, ama bir cimnastik antrenörünün gözünde tek ve yeterli bir kriter değildir. Çocuğun aktivitesi gerçekten yukarıda bahsettiğimiz nadir özelliklerden ileri gelebileceği gibi, çocuğun oturmaya başlayan duygusal/sosyal gelişiminin bir sonucu olarak da gözlemlenebilir. Bu yüzden 3.5-5 yaşta cimnastiğe başlayan tüm çocuklar, profesyonel ellerde sıkı bir takibe alınır. Hobi cimnastiği dediğimiz kavram burada ortaya çıkmaktadır. Uzun süreli hobi cimnastiği takibi sonucunda görülmektedir ki, yüzlerce çocuk içerisinden ancak birkaç tanesi gerçekten profesyonel olarak çalışabilecek kapasiteye sahip olmaktadır. Daha sonra bu adaylar alınarak daha yoğun ve daha disiplinli antrenman programlarına tabi tutularak ikinci bir elekten geçirirlirler. Bu tempoya dayanabilen adaylar da sonunda bu yolda ilerlemelerine devam eder. Hobi gruplarında bu seviyeye gelemeyen çocuklar ise sporu sağlık, sosyalleşme ve gelişimlerini devam ettirmek adına sürdürmeye devam ederler, ileride yönelebilecekleri diğer branşlar için zemin hazırlamış olurlar.